Ağız Kokusu (Halitozis) nedir?
Halitozis olarak adlandırılan ağız kokusu, günün herhangi bir saatinde yakın temasa gerek kalmaksızın hissedilen ve yediğimiz içtiğimiz maddelere bağlı olmadan duyulan kötü koku şeklinde tanımlanır.
Çoğu kişi sabah ağız kokusu ile uyanır. Bu durum normal olup, uyku sırasında azalan tükürük akışı, sindirim kanalında biriken gazlar nedeniyle olur. Beslenme sonrası oluşan koku da fizyolojiktir. Sarımsak, soğan gibi gıdaların tüketiminden sonra kana geçen uçucu aromatik bileşikler dışarı atılır. Kan gazlarının akciğerden atılması ile ortaya çıkan bu koku, hastalık değildir; ancak çevreye rahatsızlık verir.
Ağız kokusu neden oluşur?
Ağız kokusu nefesimizdeki uçucu gazlardan kaynaklanır. Bunların içerisinde sülfür bileşenleri ilk sırada yer almaktadır ve ağzımızdaki bakteriler tarafından üretilmektedirler. Ketonlar ise daha çok akciğer kaynaklı kokunun sebebidirler.
Ağız kokusu ne sıklıkla görülür?
Ağız kokusu toplumun yaklaşık %50’sini etkiler. Ancak farklı toplumlarda yeme içme alışkanlıkları, ağız hijyenine yaklaşımları gibi konularla bağlantılı olarak farklılık gösterebilir.
Ağız Kokusu Nedenleri Nelerdir?
Ağız kokusu (halitozis) %90 ağız boşluğu ve ağızın gerisindeki yutak(orofarinks) kaynaklıdır.
%9 Solunum ve Sindirim sistemi, %1 ise yeme alışkanlığı ve kullanılan ilaçlarla ilgilidir.
Ağız boşluğu – yutak kaynaklı halitozis nedenleri nelerdir?
Ağzımızdaki ısı ve nem, bakterilerin kolayca çoğalabilecekleri ideal bir ortam sağlar. Yaklaşık 500 farklı bakteri çeşidi ağzımızda yaşamaktadır. Bunların birçoğu kötü kokuya sebebiyet veren maddeler üretmektedir. Daha çok dil yüzeyinde, bademciklerde, diş ve diş etlerinde barınmaktadırlar. Organik maddeleri uçucu gazlara dönüştürmektedirler.
Kötü ağız hijyeni, yemek artıkları ve diş plakları bir müddet sonra diş ve diş eti hastalıklarına, o da halitozise neden olur. Tedavi edilmeyen diş çürükleri ve neden oldukları oyuklar yemek artıkları için ortam oluşturmakta ve bakteriler buralarda çok hızlı çoğalabilmektedir.
Dil yüzeyindeki çukurlu-tümsekli yapı(dil papillaları), bademciklerin yüzeyindeki kript denilen çukurcuklar da bakterilerin yerleşmesi ve üremesi için uygun ortamlar olup, buralarda gıda artıkları bakteriler tarafından parçalanır. Oluşan sülfür ağız kokusuna neden olur.
Ağız hijyenimizin korunmasında anti bakteriel özelliği olan tükürük de çok önemli bir yere sahiptir. Tükürüğün azalmasına sebep olan; antidepresan ilaçlar, tansiyon ilaçları, tükürük bezi hastalıkları, otoimmun hastalıklar (Romatoid Artrit, Sjögren sendromu, Sistemik Lupus Eritematozus, Skleroderma), şeker hastalığı da ağız kokusu nedeni olabilir.
Ağız – yutak dışı sebeplerle oluşan halitozisin sebepleri nelerdir?
Ağız kokusu (Halitozis) %8 oranında ağız dışı kaynaklıdır. Burun ve sinüsler en önemli sebepler arasındadır. Müzmin sinüzit ve poliplere bağlı geniz akıntısı, burun ya da akciğerdeki yabancı cisimler, zatürre, bronşit gibi alt solunum yolu enfeksiyonları, gastrit, laktoz intoleransı, reflü, pankreas rahatsızlıkları da halitoziseneden olabilir.
Ağız kokusu nasıl tedavi edilir?
Ağız kokusu nedeni anlaşıldığı takdirde tedavi edilebilir. Bu nedenle ağız kokusunun kaynağını bulmak çok önemlidir
Ağız boşluğu – yutak kökenli halitozisde,
- Diş ve dişeti tedavisi ilk adımdır. Düzenli diş fırçalanması, diş ipi kullanımı, dişlerin arasının temiz tutulması çok önemlidir.
- Oral hijyen ağız kokusu kontrolünde önemlidir. Antiseptik gargaralar faydalıdır; ancak ağız florasını bozduğu için uzun süre kullanılmamalı
- Dil yüzeyi, dili tahriş etmeden fırçalanabilir. Bir araştırmada uygun dil temizliği ile ağız kokusunun %40 azaldığı gösterilmiştir.
- Bademcikler asla atlanmamalı. Başka sebep bulunamayan hastalarda tonsillektomi ile ağız kokusunun (halitozis) tedavisinde başarı oranı %80-%100 olarak bildirilmiş. Bademciklerin yüzeyindeki kript denilen çukurcukların alınması (bademcik küçültme ameliyatları) da halitozis tedavisinde etkilidir.
Bademciklerin ve dil kökünün ağız kokusundaki rolü nedir?
Bademciklerin yüzeyindeki çukurcuklar (büyümüş kriptler) hem bakterilerin rahatlıkla üremesi için ideal bir ortam, hem de gıdaların içinde biriktiği depo alanlarıdır. Yine dil kökündeki tümsekli yapı (dil kökü papillaları) ve dil kökü bademcikleri de gıda artıklarının kaldığı bakteri yerleşim alanlarıdır.
Ağız kokusunun tedavisinde bademcik ve dil köküne yönelik neler yapılabilir?
Dilin fırçalanması bu konuda yardımcı olur, ancak dil köküne ulaşım kolay değildir. Aynı şekilde bademciklerin yüzeyindeki çukurcukların temizlenmesi de, her zaman hasta tarafından yapılabilecek kolay bir işlem değildir. Ancak bazı hastaların bu konuda kendilerine has yöntemlerle bademcik çukurcuklarını (kriptleri) temizledikleri, buradan bademcik taşları ve birikmiş iltihabi materyallerini çıkardıklarına çok defa şahit olmuşuzdur.
Ağız kokusunun(halitozis) tedavisi için KBB uzmanının size önerebileceği cerrahiler şunlardır:
- Bademcikleri almak (Tonsillektomi). Ağız kokusunu açıklayacak başka sebep bulunamayan hastalarda tonsillektomi ile ağız kokusunun (halitozisin) tedavisinde başarı oranı %80-%100 olarak bildirilmiştir.
- Literatürde, bademciklerin yüzeyindeki kript denilen çukurcukların alınması (bademcik küçültme ameliyatları) da ağız kokusu (halitozis) tedavisinde oldukça etkilidir.
- Ağız kokusuna (Halitozis) neden olabilecek dil kökü bademciklerinde büyüme varsa, bu durumda da koblatörle ve robotik cerrahi ile dil kökü bademciği (Lingual tonsillektomi) ameliyatları yapılabilir.
Ağız Kokusu (Halitozis) tedavisine yönelik uygulamalarımız;
Ağız kokusu (halitozis) ile başvuranlarda, Bademcikler küçük ve müzmin iltihap bulguları varsa tonsillektomi (bademciklerin alınması) öneriyoruz. Bademcikler büyük ve üzerindeki çukurcuklar (kriptler) derin, bunların içinde de koyu kıvamlı magma (gıda artıkları, iltihap ve ölü hücrelerden oluşan peynirimsi parçacıklar) varsa koblatör ya da laser ile bademcik yüzeyini çıkarıyoruz (kriptopliz). Halk arasında bademciklerin tıraşlanması olarakta bilinen bu yöntemde fonksiyon görecek kadar bademcik dokusu yerinde kalır, ağız kokusuna neden olan kript adı verilen çukurcuklar alınır. Ameliyatta çevre dokulara zarar verecek yüksek ısı oluşmadığı için, Koblatör lasere göre daha avantajlıdır.
Ağız kokusu (halitozis) tedavisinde, Ankara’da bademcikleri küçültme ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirmekteyiz. Bu cerrahiler son zamanlarda popüler hale gelmiştir. Ancak, bademcikleri küçültme ameliyatları bu kadar yaygınlaşmadan önce de, 2006 yılından beri, uyguluyor olmamız, Bademcikleri küçültme cerrahilerinde Dünyada öncülerden olmamız ve bu konudaki deneyimlerimizi akademik çalışmalarla (makaleler: Impact of Partial and Total Tonsillectomy on Adenoid Regrowth – Comparison of radiofrequency ablation, laser and coblator techniques in reduction of tonsil size) dünya tıbbının hizmetine sunmak, Türk hekimi olarak bizim için onur vesilesidir.
Ağız kokusu(halitozis) şikayeti olanlarda dil kökü bademciklerinde büyüme ve müzmin iltihap bulguları varsa, hem koblatör, hem de Robotik cerrahi ile müdahale (lingual tonsillektomi) ediyoruz. Ancak dil kökü müdahalelerinde robotik cerrahi, diğer yöntemlere göre daha etkili ve konforludur. Robotik cerrahinin, bu avantajlarını Ağız kokusunun (Halitozis) cerrahi tedavisinde (lingual tonsillektomi) de kullanıyoruz. 150 den fazla robotik cerrahi deneyimimizle Ankara da Robotik cerrahi ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirmekteyiz. Yine Türkiye de ilk defa Robotik Kulak Burun Boğaz Canlı Cerrahi uygulaması, 20 Nisan 2017 tarihinde, Ankara AEAH de Ekibimiz tarafından gerçekleştirilmiştir.